Sibernetik
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sibernetiği ilk kez tanımlayan bilim adamı Norbert Wiener,'dir...Sibernetik yeni Türkçe Güdümbilim, (Yunanca kybernétes, "dümenci"), makine ve canlılarda geçerli olan kontrol ve iletişim teorisi. İnsanlara ait ve mekanik sistemlerin çalışma tarzı ve fonksiyonlarını daha iyi anlatabilmek amacıyla bilgi-işlem sistemleri ve canlı varlıkların kontrol ve iş haberleşme yöntemlerinin karşılaştırmalı araştırması. Sibernetik birden fazla disiplin oluşturmakla ilgili olup, bilim dallarının herbiriyle tam bir uygunluk içinde olan bir dizi kavram yardımıyla bu dallar arasında tam bir ilişki kurulmasını sağlar.
'Sibernetik' Enerjiye açık, enformasyon ve kontrole kapalı sistemleri inceleyen bilim dalıdır.
SİBERNETİK İLETİŞİM MODELİ
Bu model, Wiener'ın (1947) çalışmalarından doğan sibernetik (cybernetics) kavramının, Moles (1971) tarafından iletişim alanına uyarlanmasına dayanmaktadır. 'Hayvan veya makinelerde, kendi kendini kontrol edebilen karmaşık sistemler teorisi' olarak tanımlanan sibernetik teori, çeşitli dilleri, kodları ve sinyalleri kapsayan belirli bir enformasyon anlayışı taşımaktadır. Buna göre tüm enformasyonlar, genellikle bir dilin öğeleri tarafından oluşan bir taşıyıcıya sahiptirler. Söz konusu dil öğeleri sözcükler ve bunlar da bir takım sinyal veya göstergelerden oluşurlar.
İletişimin incelenmesi, iletişim şemasının temel öğeleri olan alıcı, verici, kanal ve işaretler repertuvarının incelenmesi demektir: Bu kapsamda alıcı ve vericinin betimsel özelliklerinin, kim olduklarının; repertuvarın karakteristiklerinin ve kanalın doğasının bilinmesi önem taşımaktadır. Sibernetik iletişim teorisine göre;
• Mesaj, her şeyden önce, verici tarafından işaretler repertuvarından alınan öğelerin düzenlenmiş bir dizisidir (sequency). Verici, repertuvar öğelerini, mesaja içrel yasalara göre düzenler. Alıcı mesaj öğelerini tanır, anlamlandırır, vb.
• Mesaj, bir yenilik taşıyıcıdır; burada yenilik, belirli bir öngörülemezlik derecesinin, bu da orijinallik miktarının (orijinallik düzeyi, mesaj veya öğelerinin görülme, ortaya çıkma olasılığıyla ters orantılıdır) ifadesidir ve mesaj, bunu taşıdığı ölçüde bir değere sahiptir.
• Enformasyon, belirsizliği azalttığı ölçüde, anlaşılabilir ya da okunabilir. Anlaşılabilirlik, mesaj öğelerinin tekrar sıklığına, yani artıklık (redundancy) derecesine paralel olarak artar ve dolayısıyla mesajın orijinalliğiyle ters orantılıdır. Pratikte mesajın, orijinallik ile anlaşılabilirlik, öngörülemezlik ile öngörülebilirlik arasında dengelenmesine çalışılır. Bu noktada, alıcının maksimal orijinallik debisi önem taşır.
• İletişimde bir diğer önemli faktör, iletişimin pahasıdır. Mesajın olabildiğince ekonomik olması gerekir. Bu gereklilik, mesaj öğelerinin miktarının sınırlanmasında somutlasın Anlaşılabilirlik, dolayısıyla artıklık (bir mesajda, zorunlu minimum öğe sayısından fazlalığın oranı), pahayı artırdığından dengelenmesi zorunludur.
• Mesajlar, alıcı üzerindeki etkileri bakımından farklı özellikler gösterirler. Verici ve alıcının ortak gösterge repertuvarının kullanımı ve mesajın kodlanmasına bağlı olarak mesajın zenginliği farklı özellikler gösterir. Bu noktada denotatif ve konotatif mesajlar, bir başka deyişle semantik ve estetik mesajlar ayırdedilir.
Bu boyutlardan hareket ederek iletme sürecini formelleştirmeye ağırlık veren sibernetik iletişim teorisi, mesajın semantik özelliklerinden ziyade, mantıksal özelliklerine odaklasan bir yaklaşım olarak görünmektedir.