Kurtlar Vadisi
Vikipedi, özgür ansiklopedi
→ Kurtlar Vadisi maddesi serinin ilk dizisi ile ilgilidir, serinin üçüncü dizisi ile ilgili madde için Kurtlar Vadisi Pusu sayfasına bakınız.
Kurtlar Vadisi | |
---|---|
Türü | Aksiyon |
Yayın zamanı | Her bölüm yaklaşık olarak 80 dakika |
Yapımcı(lar) | Raci Şaşmaz-Osman Sınav |
Yıldızlar | Oyuncular |
Ülkesi | Türkiye |
Orjinal kanal | Show TV- Kanal D |
Orjinal Yayın | 2003–2005 |
Bölüm sayıları | 97 |
Kurtlar Vadisi Resmi websitesi |
Kurtlar Vadisi, 15 Ocak 2003'te Show TV'de "Bu bir mafya dizisidir." sloganıyla başlayan ve çok ilgi gören bir televizyon dizisidir. Dizi, 4 sezon olmak üzere 29 Aralık 2005 tarihine kadar sürmüştür ve toplam 97 bölümden oluşmaktadır.
Konu başlıkları |
[değiştir] Ekip
[değiştir] Oyuncu Kadrosu
Oyuncu | Rolü |
---|---|
Necati ŞAŞMAZ | Polat Alemdar |
Özgü Namal | Elif Eylül |
Oktay Kaynarca | Süleyman Çakır |
Selçuk Yöntem | Aslan Akbey |
Gürkan Uygun | Memati Baş |
Begüm Kütük | Safiye Karahanlı |
İpek Tenolcay | Nesrin Çakır |
Seray Sever | Derya Çakır |
Müge Ulusoy | Meral Yılmaz |
Osman Wöber | Tuncay Kantarcı |
Nihat Nikerel | Seyfo Dayı |
Kenan Çoban | Abdülhey Çoban |
Erhan Ufak | Güllü Erhan |
Raci Şaşmaz | Ali Candan |
Zafer Ergin | Mehmet Karahanlı |
Baykal Saran | Hüsrev Ağa |
İstemi Betil | Laz Ziya |
Atilla Olgaç | Kılıç |
Tarık Ünlüoğlu | Testere Necmi |
Haldun Boysan | Tombalacı Mehmet |
Adnan Biricik | Nizamettin Güvenç |
Nişan Şirinyan | Samuel Vanunu |
Sönmez Atasoy | Halil İbrahim Kapar |
Erdem Ergüney | Deli Hikmet |
Emin Olcay | Ömer Candan |
Serpil Tamur | Nazife Candan |
Güven Hokna | Nergis Karahanlı |
Hande Kazanova | Canan Çavan |
Altan Akışık | Doğu Eşrefoğlu |
Kerem Fırtına | Eren Eylül |
Hayat Olcay | Ayşe Eylül |
Ali İpin | Kirve |
Ulgar Manzakoğlu | İbrahim Ahıskalı |
Zekai Müftüoğlu | Akrep Bekir |
Attila Şendil | Turgut Kuyucu |
- Çelik Bilge (Sadri Canbazoğlu)
- Tarık Şerbetçioğlu (Selim)
- Tatsyana Tsvikeviç (Nina)
- Orhan Edip Ertürk (Tilki Andrei)
- İsmail İncekara (İplikçi Nedim)
- Sefa Zengin (Erdal Kömürcü)
- Yüksel Arıcı (Pala)
- Cenk Ertan (Faruk)
- Levent Güner (Bedir)
- Abidin Yerebakan (Abidin Seferoğlu)
- Devrim Parscan (Orhan Karadeniz)
- Yaşar Karakulak (Yahya Reis)
- Nedim Doğan (Şehmuz)
- Erdinç Olgaçlı (Burhan Erdemir)
- Nevzat Yakışırboy (Nevzat)
- Fatih Kaçan (Pürmüz)
- Sinan Albayrak (Sadık)
- Erdoğan Poyraz (Erdoğan)
- Cengiz Daner (Esat Yörük)
- Kurtuluş Şakirağaoğlu (Duran Emmi)
- Hidayet Erdinç (Şevko)
- Tayfun Sav (Mito)
- Muhammed Can Gören (Abuzer Kömürcü)
- Turgay Tanülkü (Şahin Ağa)
- Hakkı Ergök (Savcı)
- Sinem Bayer (Esther Hirch)
- Vildan Atasever (Nazlı Bekiroğlu)
- Özcan Varaylı (Cerrahpaşalı Halit)
- Latif Akgedik (Demir Görkemli)
- Ali Yaylı (Faris Sarıyayla)
- Engin Özsayın (Fethi Gümüş)
- Güray Kip (Kürt Bedo)
- Erdal Cindoruk (Üstün Kısa)
- Mehmet Polat (Cerrahpaşalı Meto)
- Sertan Karaağaç (Pusat Çakır)
- Fatoş Ayaydın (Selvi Çakır)
- Yasemin Öztürk (Sarah Vanunu)
- Erhan Kunduz (Alexander Ivanov)
- Seval Gökçe (Sabahat)
- Erdoğan Uslu (Savcı Mithat Kadıoğlu)
- Cengiz Şahin (Ferman)
- Server Mutlu (Kirkor Terzioğlu)
- Engin Yüksel (Nakliyeci Sefer)
- Rauf Denktaş (Rauf Denktaş)
Ve
- Sharon Stone (Lisa)
- Andy Garcia (Amon)
[değiştir] Yapım
- Pana Film
- Sinegraf
[değiştir] Yapımcılar
- Recep Yüksel
- Mehmet Yilmaz
[değiştir] Yönetmenler
[değiştir] Konsept danışmanı
[değiştir] Müzik
- Gökhan Kırdar
- Loopus
[değiştir] Kamera
- Tevfik Şenol
- Selahattin Sancaklı
[değiştir] Ses
[değiştir] Sanat yönetmeni
- Yavuz Fazlıoğlu
- Filiz Ekinci
[değiştir] Kurgu
- Raci Şaşmaz
- Kemalettin Osmanlı
[değiştir] Kostüm
- Recep Yüksel
- Mehmet Yilmaz
[değiştir] Dublaj yönetmeni
- Burhan Şahin
[değiştir] Yayınlandığı TV kanalları
[değiştir] Sezonlar
- I. 15 Ocak 2003 - 18 Haziran 2003 (1. - 20. bölümler)
- II. 2 Ekim 2003 - 24 Haziran 2004 (21. - 55. bölümler)
- III. 23 Eylül 2004 - 9 Haziran 2005 (56. - 86. bölümler)
- IV. 6 Ekim 2005 - 29 Aralık 2005 (87. - 97. bölümler)
[değiştir] Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun Uyarı ve Cezaları
11 Şubat 2004 tarihinde RTÜK dizide "uzun sürelerle vahşet boyutuna varan şiddet görüntülerine yer verilmesi ve Türkçe’nin kötü kullanılması nedeniyle" Show TV'nin uyarılmasına karar verdi ve kanaldan savunma istedi. Sürecin sonunda Show TV “yayınların şiddet kullanımını özendirici veya ırkçı nefret duygularını kışkırtıcı nitelikte olmaması” nedeniyle 1 gün program durdurma cezası aldı. [1] 8 Nisan 2004 ve 10 Haziran 2004 tarihlerinde yayınlanan bölümler nedeniyle kanal tekrar uyarıldı ve "çocukların gelişimine zarar veren yayın" gerekçesiyle iki kez program durdurma cezası verildi, 4 Kasım ve 11 Kasım 2004, 12 Mayıs 2005, 9 Haziran 2005 tarihlerinde yayınlanan bölümler için de kanaldan savunma istendi. 5 Mayıs 2005 tarihli bölüm “yayınların toplumun millî ve manevî değerlerine ve Türk aile yapısına aykırı olmaması”na muhalefet ettiği için kanal uyarıldı.[2]
Diziye yönelik yoğun eleştiriler sonucunda dizinin Kurtlar Vadisi-Terör başlıklı bölümleri, ilk bölümün yayınından sonra durduruldu. Durdurma kararıyla ilgili olarak 15.02.2007 tarihinde yapımcı Panafilm, dizinin yayın saatinde Show TV'de şu yazılı açıklamayı yayınlattı:
Kurtlar Vadisi'nin saygıdeğer izleyicileri; 23 yıldır Türkiye'nin gününü kana bulayan, ufkunu kapatan ve geleceğini körelten terör belasının arkasındaki karanlık gerçekleri konu edindiğimiz dizimizin yeni bölümlerine gelen yayın yasağı fiili bir durumdur. Bildiğiniz gibi, önyargılı karalama kampanyalarına rağmen Kurtlar Vadisi Terör'ün birinci bölümü yayınlanırken, bütün ülkede televizyon izleyenlerin yarısı nefeslerini tutmuş, her kesimden 30 milyon insanımızın yüreği birlikte çarpmış, eserde şu veya bu kesime karşı en küçük bir ayırım ve aşağılama görülmemiştir... Buna rağmen geçtiğimiz pazartesi günü itibariyle fiili sansür çarkı dönmeye başlamış, hiçbir demokratik hukuk devletinde görülemeyecek bir uygulama ile dizimizin yayımlanması imkansız hale getirilmiştir... Ya Kurtlar Vadisi yayından kalkacak ya da kanalın yayın izni iptal edilecekti... Yapımcı olarak bizim yaptığımız 30 milyon vatandaşın takdirini kazanan sanal bir gerçekliktir ama bu kitlenin beğenisini hiçe sayan sansürcü zihniyetin yaptığı somut bir gerçekliktir... Zira, dizinin henüz sadece bir bölümü yayınlanmış ve bu bölümde herhangi bir sakınca görülmemiş olduğu halde sonraki bölümler, ısmarlama bir takım kaygı ve tahminlerden hareketle ağır şekilde suçlanmıştır. Oysa Kurtlar Vadisi, daha birinci bölümün ilk sahneleriyle birlikte bu ülkede herkesin kardeş olduğu bilincini pekiştirmek için en etkili örneği vermiştir... Dizinin en güçlü mesajlarla vurguladığı Kürt ve Türk kardeşliğinden rahatsız olanlar Kurtlar Vadisi'ni suçlamış, yayın engellenmiştir... Kurtlar Vadisi, yaklaşık çeyrek yüzyıl boyunca bu ülkenin 40 bin insanına kıyan senaryoyu yazdıran ellerin parmak izlerini sanal laboratuvarda teşhis edeceği için mi linç uygulamasına hedef olmuştur? Kurtlar Vadisi, kanlı sürecin yol açtığı dolaylı-dolaysız 300 milyar dolarlık kaybın hesabını sorgulayacağı için mi sakıncalı bulunmuş ve susturulmak istenmiştir? Ancak, Kurtlar Vadisi'nin yapımcısı olarak PANA FİLM, bu konuda ve her konuda sözünü bir şekilde söyleyecek, televizyonda olmazsa sinemada, dijital platformlarda veya internet aracılığıyla siz saygıdeğer izleyenleriyle buluşacaktır... Saygılarımızla..."[3]
Dizinin yayından kaldırılması kimi çevrelerde tepkiye neden olurken, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli "dizinin milliyetçiliğin önünü kesmek için yayından kaldırıldığını" ileri sürdü [4]
[değiştir] Sosyolojik ve siyasi bir olgu olarak Kurtlar Vadisi
Dizi ve diziyi takip eden filmler sadece yoğun izlenme oranıyla değil, aynı zamanda şiddet kültürünü ve derin devleti meşrulaştıran içeriğiyle de gündeme geldi. Böylesi bir temanın bu kadar geniş bir izleyici kitlesine ulaşması, diziyi toplumsal bilimlerle uğraşanların farklı başlıklarla ele aldıkları sosyolojik bir olguya dönüştürdü. Dizi hakkında hukuki süreç başlatılmasından yana olan Yahya Berman'a[5] göre "Kurtlar Vadisi, faili meçhul cinayetlerin, işkencenin ve kölelik ilişkileri üzerinden yükselen erkek ergenliğinin popüler kültür kültü haline getirmesiyle aşırı bir örnektir"[6] Dizinin yasaklanması talebini yanlış bulan Murathan Mungan, bununla birlikte ""Kurtlar Vadisi" ekibinin, apaçık bir biçimde şoven milliyetçilik, ırkçılık yaptığını; hukuk dışılığı savunduğunu; her çeşit çeteleşmeyi, mafyalaşmayı özendirdiğini; benzerine Hitler Almanyası, Mussolini İtalyasında rastlanabilecek bir süreçle kimlik arayışındaki gençlere, şiddet yanlısı rol modelleri önerdiğini" düşündüğünü belirtir.[7]
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden Yrd. Doç. Dr. Sevilay Çelenk de dizinin yayınının durdurulmasıyla ilgili kararı şöyle değerlendiriyor:
"Yasa'nın Yayın İlkeleri başlığı altında 4. madde (v) bendinin ihlali olarak değerlendirebilecek bir durum söz konusudur bu dizide, hem de ilk bölümünden başlayarak, bunu da hatırlamakta yarar var ( 4. Madde v) (Değişik : 03/08/2002-4771/8) Yayınların şiddet kullanımını özendirici veya ırkçı nefret duygularını kışkırtıcı nitelikte olmaması.)... Irkçı nefret duygularını kışkırtan nitelikteki yayınları dünyanın hiçbir "demokratik" ülkesinde oturma odalarına sokamazsınız. Daha dizinin ilk bölümü yayınlanır yayınlanmaz, önyargı ile itiraz edildi deniyorsa, Kurtlar Vadisi'nin ilk versiyonundan miras bıraktığı sivil itirazı hatırlamak gerekir. O versiyonun finalinde, bir suç örgütünün eli kanlı üyeleri alkışlar arasında beraat ettirilmiş, kahraman ilan edilmişti. İzleyici burada böyle bir finalin gerçekleşmesinden -haklı olarak- gereğinden fazla kaygı duymuş olabilir. Çünkü "Terör" versiyonu daha hassas bir konudan giriş yaptı. Hem de toplumsal bir barışa çok ihtiyaç duyulan, bu yönde çabaların yoğunlaştığı bir dönemde yaptı bunu."[8]
Dizinin şiddet içeriği sayısal olarak gösterilebilir niteliktedir. Dizinin 55 bölümü üzerine yapılan bir araştırmaya göre "55 bölümdeki örtülü şiddetin görsel ve sözel kullanımında 296 bağırma, 145 küfür ve hakaret, 131 dolaylı küfür, 174 tehdit, 149 dolaylı tehdit, 161 baskı, 119 dolaylı baskı, 111 dışlama, 127 ilgisizlik, 124 aşağılama, 122 alay, 149 ima ve 113 yerme var. Açık şiddet yöntemlerinin dağılımı da şöyle: Silah kullanma 145, silah gösterme 226, çatışma 111, öldürme 411, yaralama 152, saldırı 137, dayak 147, tokat 155, kavga 175, işkence 110, tecavüz üç, taciz 191, bombalama üç, adam kaçırma dört. Milliyetçiliğin simgeleri de görsel ve sözel olarak kullanılıyor. 55 bölümde vatan kelimesi 128, millet 142, bayrak 240, kan 13, feda olmak, canını vermek, uğrunda ölmek 144, ülke 164, onur, gurur 123, asker, ordu 255, harita 313, din 299, onlar (dazlak, Yahudi, Amerikalı, Kürt vs.) 513, hilal 117 kez geçiyor."[9]
Diziye ilişkin eleştiriler ve dizinin mesleki ahlak ilkeleriyle çeliştiğine dair iddialar bir kaç başlık altında toplanabilir:
[değiştir] Derin devletin meşrulaştırılması ve yayılmacılık
Dizi senaristlerinden Bahadır Özdener'in Irak'ta Türk askerlerinin ABD birliklerince başlarına çuval geçirilerek gözaltına alınmalarından sonra yaptığı "Polat Alemdar iki sene sonra bunların intikamını alacak", "devlet adına çalışan illegal bir adam, olmayan bir adam olarak Irak'a gidecek"... açıklaması özellikle dizinin ve filmin derin devleti meşrulaştıran bir özelliğe sahip olduğu ve Polat Alemdar karakterinin Abdullah Çatlı ve benzeri isimlerden esinlenilerek oluşturulduğu iddialarını gündeme getirdi. [10] Üstelik "Kurtlar Vadisi - Irak" filminin vizyona girmeden özel bir seansla başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a izletilmesi de tekrar derin devlet sorusunu gündeme taşıdı [11]
Bilgi Üniversitesi öğretim üyelerinden Murat Paker de dizinin derin devleti meşrulaştırıcı yanını vurgulayarak diziyi şöyle değerlendirir: "Kurtlar Vadisi, Susurluk'un bir beraat talebidir. Bu toplumda öteden beri yapılan pis işler var. Bu pis işler, devlet içindeki birilerinin yapılmasını gerekli gördüğü ama yasal çerçevede yapamadığı işler. Bunlar çoğunluk tarafından bilinmiyordu. Ama Susurluk'la, 'derin devlet' denildiğinde aklımıza ne geliyorsa açıkça ortaya çıktı. Toplum bunu gördü ve devlete ve yöneticilerine ilişkin kuşkuları arttı. Kendisini devletin asıl sahibi görenlerin saygınlığı azaldı. Ama toplum bir temizlik de yapamadı. Olay kapatıldı ve Kurtlar Vadisi sayesinde, toplumun bir kesiminde Susurluk beraat etti. Kurtlar Vadisi, gayet güzel bir ideolojik, psikolojik manipülasyonla katili kahramana çevirdi."[12]
Kurtlar Vadisi-Irak filminin bir değerlendirilmesini yapan Ertuğrul Kürkçü, filmin "imparatorluk" özlemleriyle ilgisini dile getirerek filmin yayılmacı tezinin şöyle ifade edilebileceğini ileri sürmüştür "Cumhuriyet'in kuruluş prensipleri bölgesel ve küresel koşullar dolayısıyla artık aşınmıştır. Türkiye Misak-ı Milli sınırları içinde varlığını sürdüremez. Bu nedenle Türkiye bölgesel bir güç haline gelecek şekilde yayılmalı ve bölgesel üstünlük iddiasını sorgulayanlarla savaşmalıdır!"[13]
[değiştir] Toplumsal silahlanmayı ve şiddeti özendirme
Diğer taraftan dizinin toplumun silahlanmasına aracı olduğu iddiasıyla ve silah üreten şirketlerin internet sitelerinde, dizide kullanılan silahların kendi silahları olmasını, reklam amacıyla kullanmaları nedeniyle dizi özellikle toplumsal silahlanmaya karşı olan kurumların tepkisine neden oldu. [14] Karadeniz Sahil Yolu'na karşı verdiği çevreci mücadeleyle bilinen avukat Cihan Eren'in öldürülmesinden sonra yakalanarak tutuklanan 25 yaşındaki Serhat Karadeniz'in "Kurtlar Vadisi dizisindeki Polat Alemdar'a özeniyordum. Ünlü birini vurmam lazımdı. Fındıklı'daki en ünlü kişi de Cihan Eren olduğu için onu vurdum" şeklindeki açıklaması, dizinin şiddeti özendirici özelliğini bir kez daha tartışma konusu yaptı. [15]
RTÜK'ün Şubat 2006'da düzenlediği "Televizyon ve Çocuk" başlıklı panelde konuşan Ferhunde Öktem dizide izleyicinin "iyi mafya" ile "kötü mafya" arasında tercihe zorlandığı ve başka bir alternatifin sunulmadığı ve bu tarz yolsuzluk, şiddet, öfke ve çaresizlik içeren filmlerin "çocukları ve gençleri ya umarsızlaştırdığını ya da şiddet yanlısı yaptığını" ileri sürerek dizinin gençlerin şiddete yönelmelerindeki payından bahsediyordu.[16]
Eylül 2005'te İzmir Barosu avukatlarından Noyan Özkan dizinin yayının durdurulması için RTÜK'e başvuruda bulundu. "Türkiye'de silah kullanımının giderek arttığını, şiddet ve kötü muamelenin yaygınlaştığını, özellikle çocukların ve işsiz gençlerin organize suç örgütlerince kullanıldığını" belirten Özkan, dizide "derin devlet", "mafya", "ölüm saçan tetikçiler", "cinayet talimatları ve uygulaması", "tehdit", "kara para yönetimi" gibi yaşamın gerçekleri, özendirici ve teşvik edici biçimde kamuya sunulduğunu ve bunun uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu ileri sürüyordu [17]
Şubat 2007'de Hrant Dink cinayetiyle ilgili ortak bir açıklama yapan altı ruh sağlığı derneği de, TV ve sinemalarda gösterilen, şiddet dozu yüksek film ve dizilerin en sadık izleyicileri arasında çocuk ve gençlerin geldiğini, Kurtlar Vadisi gibi dizilerin iletişim ve sorun çözme aracı olarak şiddeti yücelttiğini ve bu yaklaşımın toplumdaki şiddet dalgasını körükleyici olacağını dile getirdiler. [18]
[değiştir] Ayrımcılık ve erkek egemen kahramanlık mitini pekiştirme
Trabzon'da 2006 Şubat ayı başında Katolik rahip Andrea Santoro'nun öldürülmesiyle ilgili olarak popüler kültürün yarattığı kahramanlık mitlerine dikkat çeken sosyal psikolog Melek Göregenli, popüler kültürün, "genel olarak ezilmişlik, kendini gerçekleştirememe, yoksulluk halleriyle birleşince bireysel adaleti gerçekleştirme hakkını meşrulaştırır hale" geldiğini, "bu tür mitlerin içselleştirilmesi erkek egemen ideolojinin hakim olduğu bir coğrafyada militer varolma biçimi sürekli" pekiştirildiğini söyleyerek Kurtlar Vadisi dizisini kahramanlık mitleri yaratılmasına iyi bir örnek olarak değerlendiriyordu.[19]
Şeyhmus Diken de Kurtlar Vadisi - Irak filminde "kötü" karakterin Hıristiyanlığının, "iyi" karakterin de Müslümanlığının önplana çıktığını belirterek, rahip Santoro'nun öldürülmesiyle ilgili olarak "Trabzon'da 16 yaşında gencecik bir lise öğrencisi tarafından öldürüldüğü ifade edilen İtalyan Rahibin niye öldürüldüğünü; bu türden şiddet dozu yüksek milliyetçiliği ve radikal dinciliği damarlara şırınga eden dizi ve filmleri gördükten sonra" insanın daha çok anlam verebildiğini belirtiyordu.[20]
[değiştir] Mesleki ahlak
Senarist Gaye Boralıoğlu da dizinin "yasa dışı bir şekilde silahlanmış güya vatanı uğruna başkalarını öldüren insanların yanından" konuştuğunu vurgulayarak mesleki ahlak açısından öykünün kimden yana anlatıldığının önemli olduğunu belirtiyor ve diziyi eleştiriyordu. [21]
[değiştir] Serinin devamı Kurtlar Vadisi Pusu
- Ana madde: Kurtlar Vadisi Pusu
[değiştir] Notlar
- ^ RTÜK2004 Yılı Basın Bildirileri
- ^ RTÜK 2005 Yılı Basın Bildirileri
- ^ Buruk Veda, Akşam, 16.02.2007
- ^ Radikal, 26.02.2007
- ^ Yahya Berman, Sivil İtiraz Yeter mi? Ya Hukuk?, Bianet, 14.02.2007
- ^ Yahya Berman, Sivil İtiraz Yeter mi? Ya Hukuk?, Bianet, 13.02.2007
- ^ Murathan Mungan, Sivil İtiraz Adına Suya Atılan Taş, Bianet, 13.02.2007
- ^ Tolga Korkut, "Irkçı Yayını Durdurmak Sansür Değildir", Bianet, 16.02.2007
- ^ Radikal, 27.01.2007
- ^ Çiğdem Mater, Al Pacino mu, Robert de Niro mu?, Bianet, 02.09.2005
- ^ Şeyhmus Diken, Devleti Âli Ne Yaptığını Bilir (mi)!, Bianet, 18.01.2006
- ^ Birgün, 24.03.2007
- ^ Ertuğrul Kürkçü, "Kurtlar" Başkasının Vatanını Sever!..., Bianet, 17.03.2006
- ^ Özge Gözke, Sessiz Sedasız Süren Mücadele..., Bianet, 28.09.2004
- ^ Radikal, 23.07.2005
- ^ Çocuklar, "Çocuk Dostu Yayınlar" İstiyor, Bianet, 16.02.2006
- ^ Avukat, "Kurtlar Vadisi" İçin RTÜK'e Başvurdu,Bianet, 02.09.2005
- ^ "Şiddeti Değil Karşılıklı Güveni Destekleyin", Bianet, 06.02.2007
- ^ Kemal Özmen, Çocuk İşi, Değil Büyük İşi, Bianet, 08.02.2006
- ^ Şeyhmus Diken, Kurt'laşmak, İslamlaşmak, Muhasırlaşmak, Bianet, 25.02.2006
- ^ Ayşe Durukan, "Yazarlar ve Sanatçılar Politikacı Değildir", Bianet, 30.12.2005