Afiş
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Afiş, Türk Dil Kurumu'nun tanımına göre; "bir şeyi duyurmak veya tanıtmak için hazırlanan, kalabalığın görebileceği yere asılmış, genellikle resimli duvar ilanı, ası" [1]şeklinde tanımlanmaktadır.
Afiş, reklam ya da propaganda yapmak, bir oyun, sergi, ürün ve benzerlerinin duyurulmasında kullanılır. Aynı zamanda güzel sanatlarda bir daldır. Afiş sanatı 19. yy. başında iki ana unsurun biraraya gelmesiyle ortaya çıktı; bir yandan taşbaskı sayesinde metin ve resmin birleşmesi, çoğaltılabilir olması (yüzyılın ikinci yarısında renkli baskı olanağı doğdu), diğer yandan afişin gelişmesi, tüketim mallarının toplu üretiminin ve rekabete dayalı ekonominin ilerlemesine bağlı kaldı. Başlarda küçük boyutlu olup, kitap resimlerini, basın bültenlerini andıran afiş, modern sanat anlayışıyla beraber kendi estetiğini oluşturdu. Kısa ve çarpıcı bir metnin, sade ve resimle beraberliği afişin temelk kavramıdır.
Manet, Gavarni, Daumier, Toulouse Lautrec gibi sanatçılar, afişin gelişmesine önemli katkılarda bulundular. Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde ve Amerika'da afiş sanatına farklı bakış açıları doğdu. Cheret, William Bradley, Beggarstaff kardeşler gibi isimler, kendi yöntem ve bakış açılarını geliştirdiler. I. Dünya Savaşı süreciyle birlikte, Sovyetler Birliği'nde Ekim Devrimi'nin ardından [[El Lisitskiy99 gibi isimler, "soyut afiş" kavramını oluşturdular.
Almanya'da tipografi ve fotoğrafçılığın ilerlemesi afiş anlayışına katkıda bulundu. İki savaş arası kübizmin, fotomontaj ve kompozisyon uygulamanın, ve II. Dünya Savaşının etkileri, afişin ilerlemesine yol açmadı. Savaş sonrasında fotoğrafçılıkta yapılan büyük atılımlarla birlikte afiş de bir devrim sürecine girdi. İtalya ve İsviçre'de dizayn atakları, estetik tasarımı ortaya çıkardı. 1950'lerde gerçeküstücü ve didaktik akımların etkisinde kalan afiş sanatı, yeni isimlerin sivrilmesine yol açtı. 2000'li yıllara gelinirken "pop - art" kültürü, afişin tarihinde belirleyici rol oynadı.
Konu başlıkları |
[değiştir] Türkiye'de afiş
- Türkiye'de ilk örnekler Osmanlıların son dönemi ve Cumhuriyetin ilk yıllarında görülmeye başlandı. Ağırlığı metne dayanan tiyatro, sinema, yardım dernekleri ve Türkiye'de üretilmeyen ürünlerin reklamları afiş yapılıyordu. İlk dönem büyük çoğunluğu yurtdışından gelen afişler, yarı - kapalı ortamlarda (tiyatro girişi, dükkan vitrinleri vb.) sergilendi. İlk Türk afiş sanatçısı, yurt dışında eğitim görüp, 1925 yılında Türkiye'ye dönen İhap Hulusi Görey olmuştur. 1927'de Güzel Sanatlar Akademisi'nded ilk afiş atölyesi açıldı. Hulusi, Alman afiş sanatından etkilenmelerini yapıtlarına yansıttı. Aynı dönemin sanatçılarında Mithat Özar, Paris'te eğitim alarak Akademi'deki atölyenin başına getirildi.
Özar'ın etkisiyle 1930 - 1945 yıllarında Fransız estetik akımı Türk afişinde yönlendirici oldu. 1950'lerin sonunda konu ve içeriğin önem kazanmasıyla, Türk afiş sanatı ulusallaşmanın yanısıra uluslararasılaşmayı da birlikte götürdü. Basım endüstrisinin gelişmesi, reklam ajanslarının çoğalması, Türkiye'de afişe büyük boyutta hız kazandırdı. Televizyon ve diğer medya reklamlarının darbesine karşın; gerek billboard yaygınlaşması, gerek maliyetler açısından afiş gelişimini sürdürdü, Türk afiş sanatçıları uluslararası bienallere katılıp bir çok ödül aldı. Afiş sergileri açıldı. Geçmiş yıllara ait bazı zor bulunan afişler, açık artırmalarda çok yüksek bedellere satılarak koleksiyoncular arasında alıcı bulmaktadır.
[değiştir] Bazı Türk afiş sanatçıları
- İhap Hulusi
- Kenan Temizan
- Mazhar Resmor
- Tarık Uzmen
- Faruk Morel
- Vedat Sargın
- Yurdaer Altıntaş
- Sungu Çapan
- Bülent Erkmen
- Sait Maden
- Mengü Ertel
- Leyla Uçansu
- Atilla Bayraktar