Dürüstlük
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Dürüstlük T.D.K sözlüğünde “doğruluk” olarak, diğer sözlüklerde ise “özü sözü bir olma”, “olanı olduğu gibi yansıtma", “gerçeği saklamama”, “bildiğinden, inandığından ve olduğundan başka türlü görünmeye veya göstermeye çalışmama” olarak tanımlanır. Eski Türkçe’deki karşılığı samimiyettir.
[değiştir] Neo-spiritüalizm’de dürüstlük
Neo-spiritüalist terminolojideki dürüstlük (samimiyet) terimi kişinin başkalarına karşı dürüstlüğü kadar, kendisine karşı dürüstlüğünü de kapsar. Neo-spiritüalist görüşe göre kişinin kendisine karşı dürüst olması, özetle, yapmış olduğu nefsani hareketleri ve manevi vazifelerini yerine getirmesini aksatıcı hareketleri, yani hatalarını nefis denetlemesi sırasında hiçbir bahane ve mazeret bulmadan kendisine açıkça itiraf etmesidir. Samimiyet teriminin karşıt anlamlısı olan samimiyetsizlik (ikiyüzlülük) ise kişinin nefsaniyetini maskeleyebilmek üzere hatalarına bahane ve mazeretler bularak, gerçeği olduğundan başka türlü görmeye veya göstermeye çalışması olarak tanımlanır.
Konuyu Bedri Ruhselman şöyle açıklar:
“Samimiyetsizlik insanlar arasındaki dostluğa, sevgiye, karşılıklı güvene engel olan bir kusurdur. Çünkü, ikiyüzlülükte gizli duran amaç nefsaniyettir; nefsaniyet de diğerkamlıkla bağdaşmayacağı için, diğerkamlığın önemli bir tezahürü olan fedakarlık ikiyüzlülükle bir arada bulunamaz.
“(…) Başarılı bir nefis denetlemesi ancak, insanın -sonucu ne olursa olsun- kendi kendisine karşı tam anlamıyla samimi (dürüst) olması ve hareketlerini nefis denetlemesi mahkemesinin huzuruna asla nefsaniyetin etkisi altında kalarak eğip bükmeden, dosdoğru, olduğu gibi çıkarması ile mümkün olabilir.”
[değiştir] Ayrıca bakınız
[değiştir] Kaynakça
- Mukadderat ve İcabat,Bedri Ruhselman