Türkiye Halk Bankası
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Türkiye Halk Bankası A.Ş. | |
Slogan | Üreten Türkiye'nin Bankası |
---|---|
Kuruluş tarihi | 1933 |
Web sitesi | http://www.halkbank.com.tr/ |
Genel Müdür | Hüseyin AYDIN |
EFT Kodu | 0012 |
SWIFT Kodu | TRHBTR2A |
Türkiye Halk Bankası A.Ş, 1933 yılında Mustafa Kemal Atatürk tarafından küçük ve orta büyüklükteki esnaf ve sanayiciye, kolay ve ucuz kredi vermesi amacıyla kurulmuş bir ihtisas bankasıdır. Halk Bankası, 32.6 milyar YTL ile aktif büyüklüğü ile Türkiye'nin 4. büyük bankasıdır.Sloganı "Üreten Türkiye'nin Bankası" dır. [1]
Konu başlıkları |
[değiştir] Tarihçe
- Mustafa Kemal Atatürk I. Dünya Savaşı sonrası kalıcı bir dünya barışının sağlanması için öncelikle dengeli bir toplum yapısı kurulmasına yönelik çalışmalara paralel bir gelişim gösteren küçük esnaf ve sanatkarlara kredi kullandırımı ve halk bankacılığı alanındaki gelişmeler, genç Türkiye Cumhuriyeti tarafından da benimsenmiştir.
Ayrıca, teşebbüs ruhunun geliştirilmesi ve üretime yönlendirilmesi ile esnaf-sanatkar ve küçük meslek sahibini teşvik edici kredi kurumlarının varlığı arasındaki ilişki bilinen bir gerçektir. Ancak, Cumhuriyetin ilk yıllarında; sermaye birikimi, üretim alanlarının kıtlığı, özel sektörün yetersizliği nedeniyle yaşanan ekonomik güçlükler, bu kesimi kredilendirmeye hazır kurumların ortaya çıkışını engellemiştir.
I. Dünya ve Kurtuluş Savaşının yarattığı ekonomik zorluklar ortada dururken, tüm dünya ekonomisini temelden sarsan 1929 Dünya Ekonomik Buhranı Ülkemizi mal darlığı, hayat pahalılığı ve yüksek faiz baskısı altında ağır ekonomik şartların yaşandığı bir ortama sürüklemiş, esnaf ve sanatkarları ise elde ettikleri kazancın önemli bir kısmını malzeme bedeli olarak sermaye sahiplerine ve faiz karşılığı olarak tefecilere yatırmak zorunda bırakmıştır. Dolayısıyla sosyo-ekonomik düzenin temeli olan bu kesim giderek zayıflamış, ayakta kalmak için yaptığı fedakarlıklara rağmen sürekli küçülmüştür.
Cumhuriyetin kuruluşunu izleyen yıllarda faaliyete geçen bankalar ve diğer kamu işletmeleri de toplumun bu en geniş kitlesinin sorunlarına çözüm getirememiştir. Bu nedenlerden dolayı; kalıcı bir ekonomik kalkınma, sosyal denge ve toplumsal barışın korunması için uygun koşullarla esnaf-sanatkar ve küçük meslek sahibine kredi vermesi amacıyla Türkiye Halk Bankası'nın kurulmasına karar verilmiştir.
Türkiye Halk Bankası'nın kurulmasının temelinde Büyük Önder ATATÜRK'ün "Küçük esnafa ve büyük sanayi erbabına muhtaç oldukları kredileri kolayca ucuza verecek bir teşekkül vücuda getirmek ve kredinin normal şartlar altında ucuzlatılmasına çalışmak da çok lazımdır" ile "Siz sanatkarların ufak dükkanları yerine muhteşem fabrikalar yapıldığını gördüğüm gün, mutluluğum en yüksek derecesini bulacaktır" fikirleri önemli bir yer tutmuş ve her zamanki gibi yol gösterici olmuştur.
Bu gerçekler ışığında 1933 yılında çıkartılan 2284 sayılı Halk Bankası ve Halk Sandıkları Kanunu ile Türkiye Halk Bankasının kuruluş süreci başlamıştır.
Bu Kanunla ülkemizde kurulmak istenilen mesleki küçük kredi sistemi ikili bir yapı arz eden karma bir sistem olarak düşünülmüştür. Bu sistemde küçük kredi sorununu merkezden yönetecek bir Halk Bankasının ve bu Bankanın uygun gördüğü yerlerde asli fonksiyonu üstlenecek olan Halk Sandıklarının kurulması öngörülmüştür.
Getirilen bu karma sistemin hayata geçirilmesi hemen mümkün olamamış, Hazine iştiraklerinin temin edilememesi nedeniyle sistem ancak beş yıllık bir gecikmeyle 1938 yılında işler hale getirilebilmiştir.
1938-1950 yılları arasında finansman sağladığı Halk Sandıkları kanalı ile kredi hizmetlerini yürüten Banka, 1950 yılından sonra doğrudan şube açma ve kredi kullandırma yetkisi ile çalışmaya başlamıştır. 1964 yılı başından itibaren sermayesi artırılan ve aktif bir çalışma temposuna giren Bankanın mevduat ve kredi hacmi giderek yükselmiştir.
Bankaya 1992 yılında bütün aktif ve pasifleriyle birlikte Türkiye Öğretmenler Bankası T.A.Ş. (Töbank), borç, alacak, mevduat ve taahhütleriyle de 1993 yılında Sümerbank ve 1998 yılında Etibank devredilmiştir. Bankaya her katılım var olan yapının daha da zenginleşmesine ve güçlenmesine katkı sağlamıştır.
2000 yılına gelindiğinde, kamu bankalarının; çağdaş bankacılığın ve uluslararası rekabetin gereklerine göre çalışmalarını ve özelleştirmeye hazırlanmalarını sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılmalarıyla ilgili 4603 sayılı, “Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası, Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi ve Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanun” 25.11.2000 tarihinde yürürlüğe girmiş, böylece kamu bankaları açısından tarihi ve hukuki gelişim seyri içerisinde yeni bir süreç, yeniden yapılandırma süreci başlamıştır.
4603 sayılı Kanunla, kamu bankaları Anonim Şirket statüsüne sokulmuş ve kamu hukuku statüsünden özel hukuk statüsüne geçiş sağlanmış, atanan yönetim yerine seçilen yönetim ilkesi benimsenmiştir. Bununla beraber, kamu bankalarına bütçeden karşılığı önceden ayrılmadan yeni görevler verilmesi engellenmiştir.
4603 sayılı Kanun, 20.06.2001 tarihinde kabul edilen 4684 sayılı Kanunla revize edilmiş ve bu iki yasal düzenleme ile yeniden yapılandırma süresi içerisinde, Türkiye Emlak Bankasının tasfiyesi ve birleştirilmesi, görev zararlarının tasfiyesi ve kamu bankalarına ortak yönetim kurulu atanması konuları karara bağlanmıştır.
Nisan 2001 tarihinde göreve başlayan Kamu Bankaları Ortak Yönetim Kurulu, Bankanın organizasyon yapısını değiştirerek çağdaş bankacılık prensipleri ve ticari bankacılık kuralları çerçevesinde ekonomiye artı değer yaratacak, karlı ve verimli bir kurum olması hedefiyle hareket etmiştir.
Bu hedef doğrultusunda Bankanın organizasyon yapısı, çağdaş bankacılığın ve uluslararası rekabetin gereklerine göre tamamen değiştirilmiş, Bankanın faaliyetleri; Pazarlama, Krediler, Destek Hizmetleri, Şube Dışı Kar Merkezleri, Mali Kontrol ve Risk Yönetimi olmak üzere 5 ana başlık altında toplanmış, operasyon ağırlıklı bankacılık anlayışına, pazarlama nosyonu da eklenmiştir.
Kanunun yürürlüğe girmesinden kısa bir süre sonra da Emlak Bankası faaliyetlerini yürütemediği gerekçesiyle T.C. Ziraat Bankası A.Ş.’ye devredilmiş, 12.11.2001 tarihinde Türkiye Emlak Bankasının 96 şubesi ise, personeli ve bilançosuyla birlikte T.C. Ziraat Bankası A.Ş.’den T. Halk Bankası A.Ş.’ye devredilmiştir.
2004 yılının ikinci yarısında Pamukbank T.A.Ş., T. Halk Bankası A.Ş.’ye devredilmiş, devir işlemleri ise 17.11.2004 tarihi itibariyle tamamlanmıştır.
Halkbank –Pamukbank entegrasyonu bankacılık sektöründe örnek olarak gösterilebilecek bir şekilde, birleşme konusunda danışmanlık hizmeti alınan firmaların öngördüğü sürelerden çok önce ve sorunsuz olarak gerçekleştirilmiştir.
Bankaya devredilen Pamukbank T.A.Ş.’den gelen şubelerle birlikte şube yapısı yeniden şekillenmiş, yeni yapıda, müşteri segmentasyonu kapsamında, özellikle KOBİ’ler ile orta ve orta üstü gelir sahibi bireysel müşterilere ayrıcalıklı ürün ve hizmetler sunmak, müşteri odaklı kaliteli hizmet anlayışını benimsemek unsurları önem kazanmıştır.
Bankanın verimliliğine yönelik olarak Banka müşterileri, şubeleri ve pazarlama ekiplerinin ayrımlanmasının (segmente edilmesi) gerektiği belirlenmiş ve müşteri segmentasyonuna göre kurumsal, ticari, girişimci ve bireysel şube tipleri oluşturulmuştur.
Bugün de Banka yurt çapına yaygın şubeleri, büroları, özel işlem merkezleri ve yurt dışı temsilcilikleri ile hizmet vermeye devam etmektedir.
Halk Bankası misyon bankası olarak bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da ülkemiz ekonomisinin temelini oluşturan esnaf-sanatkar ve KOBİ’lerin yanı sıra üretim, yatırım ve istihdamın artışına katkıda bulunan tüm girişimcileri çağdaş bankacılık anlayışıyla desteklemeye, sektörün güçlü ve güvenilir bankası olarak devam edecektir. 1918-1933: Savaşlar, ekonomik buhran ve yokluk şartlarında genç Türkiye Cumhuriyeti kurulur.
1. Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı ve 1929 Dünya Ekonomik Buhranı, ülkemizi mal darlığı, hayat pahalılığı ve yüksek faiz baskısı altında ağır ekonomik şartların yaşandığı bir ortama sürükler. Öncelikle dengeli bir toplum yapısının gereğinin bilincinde olan genç Türkiye Cumhuriyeti, küçük esnaf ve sanatkarların desteklenmesini ve halk bankacılığının geliştirilmesini bu doğrultudaki hedeşer olarak benimser. Ancak, Cumhuriyetin ilk yıllarında sermaye birikimi, üretim alanlarının kıtlığı, özel sektörün yetersizliği nedeniyle yaşanan ekonomik güçlükler, esnaf-sanatkar ve küçük meslek sahibini teşvik edici kredi kurumlarının ortaya çıkışını engeller. Kalıcı bir ekonomik kalkınma, sosyal denge ve toplumsal barışın korunması için uygun koşullarla esnaf-sanatkar ve küçük meslek sahibine kaynak aktarmak ve sermaye birikimini başlatmak amacıyla Türkiye Halk Bankası 1933 tarihli ve 2284 sayılı Halk Bankası ve Halk Sandıkları Kanunu kapsamında kurulur ve 1938 yılında faaliyete geçer. Türkiye Halk Bankası'nın kurulmasının temelinde Büyük Önder Atatürk'ün "Küçük esnafa ve büyük sanayi erbabına muhtaç oldukları kredileri kolayca ucuza verecek bir teşekkül vücuda getirmek ve kredinin normal şartlar altında ucuzlatılmasına çalışmak da çok lazımdır" ile "Siz sanatkarların ufak dükkanları yerine muhteşem fabrikalar yapıldığını gördüğüm gün, mutluluğum en yüksek derecesini bulacaktır" fikirleri önemli bir yer tutar ve her zamanki gibi kılavuz olur.
1938-1950: Dünyadaki gelişmelere paralel halk bankacılığı uygulaması ülkemizde de başlar.
Çeşitli dünya ülkelerindeki kooperatif hareketlerine paralel olarak gelişme gösteren halk bankacılığı, Halkbank'ın kurulmasıyla beraber, ülkemizde de başlar. Banka, 1938- 1950 yılları arasında finansman sağladığı Halk Sandıkları kanalı ile kredi hizmetlerini yürütür. 1950-1992: Halkbank esnaf, sanatkârlar ve küçük işletmelerin sektördeki ilk bankası oluyor. 1950 yılından sonra Halkbank'a doğrudan şube açma ve kredi kullandırma yetkisi tanınır. 1964 yılının başından itibaren sermayesini artıran ve aktif bir çalışma temposuna girerek ülke çapında şubeleşme politikası uygulayan Banka'nın mevduat ve kredi hacmi giderek yükselir. Halkbank orta sınıf ve onun ekonomideki temsilcisi konumunda olan esnaf, sanatkârlar ve küçük işletmelerin sektördeki ilk bankası olur. Temel kredi politikasını öncelikle hedef kitlesinin kredilendirilmesi ve kredi kullandırım koşullarının iyileştirilmesi üzerine kuran Halkbank, faaliyetlerini yıllar itibariyle geliştirir ve bankacılık sektöründe önemli bir konuma ulaşır.
1992-2006: Türk bankacılık sektörü kabuk değiştiriyor.
1992 yılında Türkiye Öğretmenler Bankası (Töbank), 1993 yılında Sümerbank ve 1998 yılında ise Etibank, Halkbank'a devredilir. 2000 yılına gelindiğinde, kamu bankalarının çağdaş bankacılık ve uluslararası rekabetin gereklerine göre çalışmalarını ve özelleştirmeye hazırlanmalarını sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılmaları süreci başlar. Nisan 2001 tarihinde göreve başlayan Kamu Bankaları Ortak Yönetim Kurulu, Halkbank'ın organizasyon yapısını değiştirerek çağdaş bankacılık prensipleri ve ticari bankacılık kuralları çerçevesinde ekonomiye artı değer yaratacak, kârlı ve verimli bir kurum olması hedefiyle hareket eder. Bu hedefe uygun olarak Halkbank'ta organizasyon yapısı, çağdaş bankacılığın ve uluslararası rekabetin gereklerine göre tamamen değiştirilir. Operasyon ağırlıklı bankacılık anlayışına, müşteri odaklı pazarlama faaliyetleri eklenir. 2001 yılında Mülga Türkiye Emlak Bankası'nın 96 şubesi Halkbank'a devredilir. 2004 yılının ikinci yarısında Pamukbank, Halkbank'a devredilir. Halkbank-Pamukbank entegrasyonu bankacılık sektöründe örnek olarak gösterilebilecek şekilde, öngörülen süreden çok önce ve sorunsuz olarak gerçekleştirilir. Yeni yapıda, müşteri segmentasyonu kapsamında, özellikle KOBİ'ler ile orta ve orta üstü gelir sahibi bireysel müşterilere ayrıcalıklı ürün ve hizmetler sunmak, müşteri odaklı, kaliteli hizmet anlayışını geliştirmek önem kazanır. Bu esnada 2000'li yıllara geçilmesi ile Türk bankacılık sektörü satın almalar, birleşmeler, yabancı yatırımcıların piyasaya girişi ile yeniden şekillenmektedir.
[değiştir] Bugün Halkbank
Bugün Halkbank yurt çapına yaygın şubeleri, büroları, özel işlem merkezleri ve yurt dışı temsilcilikleri ile hizmet vermeye devam etmektedir. Halkbank misyon bankası olarak bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da ülkemiz ekonomisinin temelini oluşturan esnafsanatkar ve KOBİ'lerin yanı sıra üretim, yatırım ve istihdamın artışına katkıda bulunan tüm girişimcileri çağdaş bankacılık anlayışıyla desteklemeye, sektörün güçlü ve güvenilir bankası olarak devam edecektir.