Germiyanoğulları Beyliği
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Anadolu Beylikleri |
Anadolu Selçuklu Devleti I.Dönem
II. Dönem
|
Germiyanoğulları Beyliği, Anadolu Selçuklu Devleti'nin çökmesi ve dağılmasıyla başlayan Anadolu Beylikleri döneminde İç Batı Anadolu’da Kütahya merkezli olarak kurulmuş bir Türk beyliği. Germiyan önceleri Türk boylarından birinin adıyken, Anadolu Selçuklu Devleti'nin son dönemlerinde, 1300 yılında kurulan Germiyanoğulları Beyliğine de ad oldu.
Anadolu Selçuklu Devleti'nin parçalanması sırasında İsfendiyar Saruhan, Karaman ve Teke adlı kardeşlerin oluşturdukları Germiyanoğulları aşiretinin payına Kütahya, Ankara, Denizli ve civarı düşmüştü. Germiyanoğulları, başlangıçta Harzemşahlar'a bağlı bir aşiret olarak Selçuklular tarafından Malatya'da yerleştirilmişlerdi. Tarihi araştırmalar onların daha sonra Kütahya ve civarına doğru göç ettiklerini gösteriyor.
Germiyanoğulları'nın Celaleddin Harzemşah (1220-1231) zamanında Anadolu'ya geldikleri ve onun öldürülmesinden sonra Anadolu Selçuklu hükümdarı I. Alaeddin Keykubad zamanında Selçuklular'ın hizmetine girdiklerine dair güçlü kanıtlar vardır.
Germiyan aşiretinin bir üyesi olarak tarihte adı geçen ilk kişi Muzafferiddin bin Ali Şir'dir. Bu kişinin Anadolu Selçuklu hükümdarı II. Gıyaseddin Keyhusrev'e (1237-1246) isyan eden Baba İshak'a karşı Babai İsyanı'nı bastırmak üzere gönderildiği ancak yenilerek döndüğü bazı tarihçiler tarafından öne sürülmektedir.
Muzafferiddin'in oğlu olması kuvvetle muhtemel bulunan Kerimeddin Ali Şir de 1264 yılında babası gibi Anadolu Selçuklu beylerinden iken Selçuklu şehzadeleri arasındaki taht mücadelesine karıştığı için, IV. Kılıç Arslan zamanında (1257-1265) Moğol kumandan Alıncak tarafından katledilmiştir. Germiyanoğulları daha sonra Moğol baskısı nedeniyle Kütahya tarafına göç ettiler.
Anadolu Selçuklu Devleti'nin zayıf düşmesinden yararlanıp başarılı olmak isteyen öbür beylikler gibi Germiyanoğulları da özellikle Kütahya ve çevresine yerleştikten sonra, 1243'ten beri Moğol himayesinde bulunan Anadolu Selçukluları'na karşı mücadeleye giriştiler. Germiyanoğulları bu mücadelelerine başladıklarında zaten Kütahya ve çevresinin önemli bir bölümü ellerinde bulunuyordu. 1286 tarihinde topladıkları ordu ile Afyonkarahisar, Akşehir civarını yağma ettiler. Anadolu Selçuklu hükümdarı II. Gıyaseddin Mesud, kendi ordusuyla Moğol ordusunu birleştirerek Germiyanoğulları üzerine yürüdü. Germiyan ordusu, karşısında düzenli ve güçlü kuvvetleri bulunca baş edemeyeceğini anladı ve bir miktar esir vermesine rağmen bütünüyle geri çekilmeyi başardı.
II. Gıyaseddin Mesud, çekilen Germiyan ordusunun bir daha dönmeyeceğini tahmin ettiğinden askerlerini ihtiyatsız bırakmıştı. Germiyan esirleri Selçuklu ordusunun bu gafletini gerekli yerlere ilettiler. Bu durumu fırsat bilen Germiyan ordusu bir baskınla Anadolu Selçuklu ordusunu dağıttı ve esirlerini kurtardı. Bu sırada II. Gıyaseddin Mesud'un birçok askeri de öldü.
Germiyanoğulları bu şekilde kah yenerek, kah yenilerek Selçuklular'a karşı 15 sene mücadele etiiler. 1291'de bu mücadele Germiyanlılar'ın yenilgisiyle sonuçlandı ve böylece Germiyanoğulları, Selçuklu hakimiyeti altına girdi.
Daha sonra Yakup bin Ali Şir, Germiyanoğulları'nın başına geçerek onların bağımsız bir yönetim kurmalarını sağladı.
Germiyanoğulları ülkelerinde (bir ara 12 yıl süreyle Osmanlı padişahı Yıldırım Bayezid'in eline geçtiği dönem sayılmazsa) 1428 yılına kadar bağımsız yaşadılar. Beylik bu tarihten sonra Osmanlı Devleti'ne katıldı. Aradaki bu 12 yıllık devre, tarihçileri, Germiyanoğulları'nın tarihini iki devrede incelemeye itmiştir.
Germiyanoğulları'nın birinci devresi 1389 yılına kadar sürer. Bu tarihte Osmanlı padişahı Yıldırım Bayezid, Germiyan ülkesini zaptederek Germiyan beyini İpsala kalesine hapsetti. Böylelikle Germiyanoğulları'na ait topraklar 12 yıl süreyle Osmanlı Devleti'ne katılmış oluyordu.
Germiyanoğulları'nın ikinci devresi 1402 tarihinde başlar. Timurlenk, Ankara Savaşı'nda Yıldırım Bayezid'i yenince bütün Anadolu beyleri gibi Germiyan beyi II. Yakup Bey de kaybettiği topraklarına yeniden sahip olmuştu. Fakat II. Yakup Bey'in oğlu olmadığından ölmeden önce memleketini Osmanlılar'a bıraktığını vasiyet etti. II. Yakup Bey 1428'de Edirne'ye gelip akrabası II. Murad'la görüştü, bundan bir yıl sonra da öldü. II. Yakup Bey'in ölüm tarihi olan 1429 aynı zamanda Germiyan topraklarının Osmanlılar'a katıldığı tarihtir.
Tarihçiler, Kütahya'nın tarihini ele aldıklarında Germiyanoğulları'na her zaman özel bir önem vermişler, bir yüzyıldan fazla bir süre bağımsız yaşamış beyliğin özellikle Osmanlılar'la ilişkilerine yoğun bir ilgi duymuşlardır. Germiyanoğulları'nın çeşitli dönemlerde Osmanlılar'la ilişkileri burada da kısaca ele alınacaktır.
İlk Germiyan hükümdarı, bağımsız Germiyan beyliğinin de kurucusu Yakup bin Ali Şir'dir. Yakup Bey hükümdar olduğu 1302'de en kuvvetli Anadolu beyi durumundaydı. Hükümdarlığı zamanında Ankara, Kütahya, Afyonkarahisar, Kula, Simav, Denizli, Birgi ve Keles, Germiyan beyliğinin sınırları içinde yer alan başlıca şehirlerdi.
Yakub Bey idaresindeki Germiyanoğulları Beyliği, o zaman Anadolu’da kurulan beyliklerin en güçlülerinden olup, Bizans İmparatorluğu'ndan da her yıl belli bir miktarda vergi ve hediyeler alıyorlardı. Yakub Bey'in Aydınoğlu Mehmet Bey kumandasında Ege sahillerine gönderdiği Germiyanlı ordusu, Bizanslılar dan Ayasluğ (Selçuk) ve Birgi ’yi aldı ve bu yörede Aydınoğulları Beyliği'nin kuruluşunun öncüsü oldu. 1. Yakup Bey, 1305’te Menderes Nehri kenarındaki Tripolis (Buldan kasabası doğusunda, Yenice yakınında) şehrini alıp, 1306'da da 12000 piyade ve 8000 süvari ile Bizans'ın iç bölgede kalmış en önemli merkezlerinden olan Alaşehir’i kuşattı. Bizanslılar, İspanya’dan paralı asker olarak getirtmiş oldukları Katalan birliklerini Alaşehir’deki Türk kuvvetleri üzerine gönderince, Germiyanlılar kuşatmayı kaldırdılar. Fakat Alaşehir, bir süre sonra, 1314 yılında 1. Yakup Bey tarafından alınıp, haraca bağlandı. Alaşehir Rumlar ından alınan cizye, Kütahya’da yaptırılan Vacidiye Medresesi'nin ihtiyacına karşılık tutuldu.
Yakup bin Ali Şir'in 1340 yılında ölmesinden sonra yerine oğlu Germiyanoğlu Mehmet Bey geçti. Başa geçtiği ilk zamanlarında Bizanslılar, Katalanlar vasıtasıyla, Kula ve Simav’ı Germiyanoğulları Beyliği'nden geri aldılarsa da, Mehmet Bey buraları yeniden topraklarına katmaya muvaffak oldu. Germiyanoğlu Mehmet Beyin vefat tarihi kesin olarak belli olmayıp 1361 olarak tahmin olunmaktadır.
Onun da ölümünden sonra büyük oğlu Germiyanoğlu Süleymanşah (Şah Çelebi) hükümdar oldu. Süleyman Şah'ın hükümdarlığının ilk yılları durgun geçti. Osmanlılar'la ilk ilişkiler Şah Çelebi zamanında kuruldu. Karamanoğulları ile Hamitoğulları arasındaki mücadelede Hamitoğlu İlyas Bey'in tarafını tutması, Karamanoğulları ile arasının açılmasına sebep oldu. Süleyman Şah, Karamanoğulları Beyliği'nin baskısı karşısında, Hristiyanlarla mücadelede büyük başarı sağlayan ve sınırlarını genişletmekte olan Osmanoğulları Beyliği ile anlaşma yoluna gitti. Germiyanlı İslam alimi İshak Fakih ve beraberindeki heyet, yüksek hediyeler ile Osmanlı Padişahı I. Murat (Hüdavendigar)'ın huzuruna gönderilerek, Süleyman Şah'ın kızı Devlet Hatun'u Osmanlı Şehzadesi Beyazıt'a (sonradan Yıldırım Beyazıt) vermeyi ve çeyiz olarak da, Kütahya ile beraber Simav, Eğriboz (Emet) ve Tavşanlı’yı Osmanlılara devretmeyi teklif etti. Germiyanlıların teklifi kabul edildi ve düğün yapıldı. Şehzade Beyazıt da Osmanlı sancağı haline getirilen Kütahya şehrinin yönetimini eline aldı. Kütahya'nın bu yolla Osmanlılar'a geçmesinden sonra Kula, Karahisar'a çekilen Şah Çelebi, memleketinin kalan kısmını Karamanlılar'a karşı böyle koruyabilmişti.
Süleymanşah öldükten sonra 1387'de hükümdarlığa geçen II. Yakup Bey 1390 yılına kadar ülkeyi hiç bir savaşa sokmadan idare etti. Osmanlı Devleti'nin 1389'da Haçlılarla yaptığı I. Kosova Savaşı'na giden Osmanlı padişahı I. Murad'a diğer Anadolu beyleri gibi yardımcı asker gönderdi. I. Murad'ın bu savaşta ölmesinden yararlanmak isteyen diğer Anadolu beyleri gibi Yakup Bey de harekete geçti ve ilk olarak kızkardeşinin çeyizi olarak Osmanlı topraklarına katılan yerleri istilaya başladı. Yıldırım Bayezid bunu işitince hızla Anadolu'ya geçti. Saruhan, Aydın ve Menteşe taraflarındaki olayları yatıştırdıktan sonra Germiyan iline doğru yürümeye başladı.
Eniştesinin iyi niyetlerle gelmediğini anlayan Yakup Bey, Yıldırım Bayezid'i bir takım hediyelerle karşıladı. Ancak Yıldırım onun bu hareketini samimi bulmadı ve cezalandırdı. Kendisini ve kumandanı Hisar Beyi tutuklatarak Rumeli'de İpsala Kalesi'ne hapsettiği gibi bütün Germiyan topraklarını da Osmanlı Devleti'ne kattı (1390). Yakup Bey bu kalede 9 yıl mahpus kaldıktan sonra 1399'da bir yolunu bulup kaçtı. Kıyafet değiştirerek, deniz yoluyla Suriye’ye, oradan da Timur'un yanına ulaştı ve ondan Germiyan topraklarının yeniden kendisine iade edilmesini istedi. Ankara Savaşı'nda Osmanlı Devleti'ne karşı Timur'un saflarında savaştı.
Timurlenk, bunu kendisine sağlayacağına dair söz verdi ve Ankara Savaşı'nda Yıldırım Bayezid'i yendikten sonra öbür Anadolu beylerinin toprakları gibi II. Yakup Bey'in topraklarını da Osmanlılar'dan alıp Germiyanoğulları'na iade etti. Bu arada daha önce çeyiz olarak Osmanlılar'a verilen topraklar da geri alınmış oldu.
Ankara Savaşı'nda ordusu dağıldığı halde teslim olmayan ve kurtulmaya çalışan Yıldırım Bayezid'i Yakup Bey'in tanıdığı ve Timur'a gösterdiği böylece onun esir düşmesine sebep olduğu söylenir.
Ankara Savaşı'ndan sonra Timur, Kütahya'ya gelmiş, halka dokunmamış yalnız onlardan kurtuluş parası almış, 1 ay kadar da Kütahya'da kalmıştır.
Bu arada Osmanlı şehzadeleri arasında taht mücadelesi başlamıştı. II. Yakup Bey, bu mücadelede kızkardeşinin oğlu olan Çelebi Mehmed (II. Mehmed)'in tarafını tutunca, bu yakınlığı benimsemeyen Karamanoğlu Mehmet Bey, iki yıl üst üste düzenlediği seferler ile Kütahya’yı zaptederek Germiyanoğulları Beyliği'ne sahip oldu (1411). Karamanoğulları'nın, Germiyan ülkesindeki hakimiyetleri iki buçuk yıl kadar sürdü.
Çelebi Mehmed, kardeşleriyle olan saltanat kavgasını kazandıktan sonra Karamanoğulları'nın üzerine yürüdü ve onları Konya'ya kadar geri sürdü. Germiyan topraklarını geri aldıktan sonra kendisine karşı gösterdiği sadakattan dolayı onları Yakup Bey'e iade etti. Bilindiği gibi Yakup Bey de ölümünden bir yıl önce yerine geçecek oğlu olmadığından ülkesini kızkardeşinin torunu II. Murad'a vasiyet etmiş ve ölümünde sonra Germiyan toprakları tümüyle Osmanlılar'a bağlanmıştı.
Yakup Bey'in kabri şimdi evvelce İmaret Mescidi denilen Gök Şadırvan içindedir. Yakup Bey saza söze meraklı bir hükümdar olduğundan özellikle şairleri himaye etmiştir. Kütahyalı Şeyhinin divanında Yakup Bey için yazılmış kasideler ve mersiyeler vardır. Evliya Çelebi de Seyahatname'sinde Yakup Bey'in çöğür denilen sazın mucidi olduğunu anlatır
[değiştir] Kültür ve Medeniyet
Germiyanoğulları Beyliği'nin teşkilatı, hemen hemen bütünüyle, Büyük Selçuklu Devleti ve Anadolu Selçuklu Devleti teşkilatının devamı halindeydi. Germiyan topluluğunun başında Alişir ailesi hakimiyet kurmuştu ve beylik merkezden idare edilmekteydi. Hükümdarın sarayı, yalnız sultanın ikametine ait bir kuruluş olarak değil, aynı zamanda devletin idare edildiği yer olarak kullanılmaktaydı. Germiyanoğulları Beyliği'nın bir dîvanı vardı ve bu dîvanda emirler, vezirler, kadılar ve nişancı bulunmaktaydı.
Germiyanoğulları Beyliği'nde toprak sistemi, daha sonra Osmanlılarda daha gelişmiş şekliyle görüleceği gibi, timar, vakıf ve mülk olarak tatbik edilmekteydi.
Germiyanoğlu Beyliği'nin kurucusu 1. Yakup Bey devri (1300-1340), beyliğin en kuvvetli olduğu dönemdi. Bu devirde iktisadi ve sosyal hayat da, Beyliğin gücüne paralel olarak, hayli ileriydi. 1. Yakub Bey'in hazineleri ve konakları, sosyal ve ekonomik hayat düzeyini gösteren önemli örneklerdendir. Bu devirde Germiyanoğulları Beyliği'nin güçlü bir ordusu olup, askerleri tam teçhizatlıydı. Germiyanoğulları Beyliğ'ine, Bizans'tan her yıl 100.000 dinar ve kıymetli eşyalar hediye olarak gelmekteydi.
Germiyanoğulları Beyliği'nde, edebi ve ilmi faaliyetler de çok canlı bir durumdaydı. Şeyhoğlu Mustafa, Şeyhi Sinan, Ahmedi ve Ahmedi Dai gibi müellifler dil ve fikir sâhasında pek çok eser vermişlerdir. Bunların yanısıra Molla Abdülvacit ve İshak Fakih gibi ilim adamları da yetişmiştir. Germiyanoğulları zamanında, Kütahya’da ilmi tedrisat yapan Vacidiye Medresesi, Yakub Bey Medresesi ve İshak Fakih Medresesi bulunmaktaydı. Vacidiye Medresesi'nde dini ilimlerin yanında fen ve astronomi gibi bilimlerin de okutulduğu anlaşılmaktadır. Germiyanoğulları Beyliği'nde hizmet gören ilim ve fikir adamları, Germiyan ilinin Osmanlılara geçmesi üzerine Osmanlılar tarafından da himaye edilmişlerdir. Bunlar böylece ilmi ve edebi alanlarda pek çok eser bırakmışlardır. Germiyan beyleri, ilim ve fikir adamlarını korumuşlar, onlara yüksek değer vererek ilmin ve fikrin gelişmesine hizmet etmişlerdir.
Germiyan ülkesinde, kültür ve sosyal hayatla beraber, ekonomi de yüksek bir seviyedeydi. Germiyan kumaşları adıyla ün kazanmış olan Buldan kökenli dokumalar bütün Anadolu’da tanınırdı. Buldan'ın 'Ak alemli' kumaşından hilat ve üst elbisesi yapılırdı. Germiyanlı sarık bezleri meşhur olup, Osmanlı sultanlarının başlarına sardığı kavuk larda kullanılırdı. Germiyanoğulları Beyliği ayrıca çok dayanıklı atlar yetiştirirlerdi. Menderes Nehri vasıtasıyla, Ege Denizi limanlarına ticaret malları ve Kütahya şap madeni naklederlerdi.